İlk kitabı puslu kıtalar atlasını okuduğumuzda edebiyatla ilgimiz
olsun olmasın hepimiz çok beğenmiştik. Daha sonra yayınladığı kitaplarını da Puslu Kıtalar Atlası kadar olmasa da beğenmiştik.
2007 yılında yayınlanan Amat da yazarın diğer kitapları gibi tarih kokan bir serüvene götürüyor bizi. Karaip Korsanları tadında bir deniz macerası sunuluyor
bize.
Yazarın diğer kitaplarında da hayretle okuduğumuz bilgi bombardımanı burada devam ediyor. Deyim yerindeyse yazar bir kitap yazmak için binlerce kitap okuyor. Kitap denizde geçtiği için de daha çok denizcilik terimleriyle boğuşuyoruz. Çoğunlukla zevk alarak okuyoruz bu bilgileri ama fransız kalmışlığımızın doruğa
ulaştığı anlarda kitaptan kopabiliyoruz ve bu sıkça oluyor.
Yazarın diğer kitaplarından okuyanlar bilir. Kitaptaki isimler hiçbir zaman tesadüf olmaz ve çoğu şey aslında başka bir şeyi sembolize eder. Bu durum burda da devam ediyor. Kitaptaki herşey aslında başka bir şeyi temsil ediyor.
Kitapların içerikleriyle ilgili eleştiri pek yapmak istemiyorum ama
yine de bir şey ekleyeceğim: Eşek İsrafil isminde olduğu gibi bazen dini terimlere
hakaret ediyor yazar bana göre..
SON CÜMLE: İhsan Oktay Anar bundan elli yüz yıl sonra edebiyatın akışını
değiştiren bir adam olarak anılacak.
ÜMİT FURKAN HAKAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder